Jules Winnfield ve Vincent Vega, mafya babası patronları Marsellus Wallace’tan çalınan bir çantayı geri almaya giden iki profesyonel tetikçidir. Wallace aynı zamanda Vincent’a, kendisi birkaç gün sonra şehir dışındayken karısını dışarı çıkarmasını söyler. Butch Coolidge, bir sonraki maçını kaybetmesi için Wallace’tan para alan yaşlı bir boksördür. Honey Bunny ve Pumpkin, yer değişikliğine ihtiyaçları olduğuna karar veren soyguncu bir çifttir. Görünüşte birbirleriyle alakası olmayan bu insanların hayatları, hem heyecanlı hem de eğlendirici bir sinema filmi macerasında nefes kesici bir şekilde birleşecektir.

Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan filmde Henry Hill adında bir gangster, Jimmy Conway ve Tommy De Vito adlı iki arkadaşıyla birlikte bir soyguna kalkışır. Gözleri daha yukarda olan iki arkadaşı soyguna katılan diğerlerini öldürür ve mafya içinde yükselmeye başlarlar. Bu durum Henry'i olumsuz etkilemiştir ve bu konuda birşeyler yapması gerekmektedir. Büyük usta Martin Scorsese'nin başyapıtlarından biri olan Goodfellas, 1991 yılında 6 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Joe Pesci'ye ödül kazandırmıştı.

Se7en, seri cinayetler işleyen bir katilin peşine düşen iki dedektifin hikayesini anlatıyor. Bir seri katil 7 ölümcül günahı işleyenleri kendi yöntemleriyle öldürmektedir. Yedi ölümcül günah, hıristiyanlık inançlarına göre kibir, açgözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, yıkıcılık ve tembelliktir.

Inglourious Basterds, Shosanna Dreyfus 'un ailesinin Nazi Yüzbaşısı Hans Landa 'un elinde idam edilmesi sırasında, Alman işgalindeki Fransa'da başlar. Shosanna kıl payı kurtulur ve bir sinema sahibi olarak yeni bir kimlik uyduracağı Fransa'ya gider. Avrupa'nın başka bir yerinde Teğmen Aldo Raine bir grup Yahudi askerini organize ederek hedef alınan bölgelere doğru yönlendirir. Düşmanları tarafından "Soysuzlar" olarak bilinen Raine'ın ekibi, etmek göreviyle Alman film yıldızı ve gizli ajan Bridget Von Hammersmark'a katılırlar. Kaderleri, Shosanna'nın hazır tuttuğu intikam planını gerçekleştireceği bir sinemanın altında birleşir...

Amerikan İç Savaşı’ndan iki yıl önce geçen hikâye, eski bir köle olan Django’nun Alman ödül avcısı Dr. King Schultz ile yollarının kesişmesini konu alıyor. Schultz, Django’nun yardımı karşılığında ona özgürlüğünü kazandırır ve zorlu bir görevde iş birliği yaparlar. Django’nun üstün avcılık yetenekleri, onları son hedeflerine götürür: Django’nun karısı Broomhilda’yı köle tüccarlarının elinden kurtarmak.

Alex (Malcolm McDowell), huzur dolu fütürist evinde tüm gün uyuyan ve de geceleri arkadaşları ile masum insanlara sokaklarda ve evlerinde saldıran acımasız genç bir hayduttur. Sonunda polis tarafından yakalanınca Alex rehabilitasyona gönderilir. Bu istek azaltma formunda olan rehabilitasyonda yaptıklarının kat ve kat fazlası şiddet içeren ve insanı dehşete düşüren bir zaman geçirir.

Güney Boston’da büyümüş olan genç çaylak Billy Costigan’a, Costello’nun çetesine sızma görevi verilir. Billy, Costello’nun güvenini kazanmaya çalışırken, “Güney Yakası”nın sokaklarından gelen bir başka genç polis Colin Sullivan da eyalet polis teşkilatında basamakları hızla tırmanmaktadır. Üstlerinin bilmediği şey, Colin’in Costello için çalıştığı ve suç patronunun polisin hep bir adım önünde olmasını sağladığıdır. Her iki adam da, içine sızdıkları organizasyonun planları ve karşı planları hakkında bilgi toplarken, sürdürdükleri çifte yaşamları yüzünden oldukça zorlanmaktadırlar. Ama hem gangsterler hem polisler aralarında bir köstebek olduğunu anlayınca, Billy ve Colin sürekli olarak düşman tarafından yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.

Yönetmen Stanley Kubrick, Full Metal Jacket filminde savaşın ve askerliğin, insanların duygularını nasıl yok ettiğini gün yüzüne çıkarıyor. 18 yaşındaki acemi bir askerin gözünden, acemi askerlerin Deniz Kuvvetleri'ndeki ilk günlerinden başlayarak nasıl insani duygularının yok edildiğini ve bireysellikten çıkarılıp Deniz Piyadesi olarak nasıl tekrardan yaratıldıklarını anlatıyor. Film, 1968 yılında Vietnam harekatı için yetiştirilen askerlerin ruhlarında bıraktığı zarar ve savaşın nasıl insanlık dışı bir şey olduğunu açığa çıkartıyor. Gustav Hasford'un "The Short-Timers" isimli romanından uyarlanmıştır.

Hem Martin Scorsese’nin hem de Robert De Niro’nun filmografilerindeki belki de bu en çarpıcı filmde, 70’lerin Manhattan gecelerinde taksicilik yapan Vietnam gazisi Travis’le birlikte sokaklardayız.Hikaye boyunca etrafındaki hayatla ve yolunun kesişeceği "toplumun pisliğiyle" (bir çocuk fahişe, güzel bir sarışın, başkan adayı bir senatör, gözü dönmüş bir kadın satıcısı) bir türlü iletişim kuramayacak olan Travis, en nihayetinde ipleri eline alacaktır. Üstelik gündüzleri izlemeye gittiği belden aşağı filmlerdeki "vahşi" bir stilde...Sadece eşsiz senaryosu ve oyunculuklarıyla değil, sıradışı sinematografisiyle de tüm zamanların en etkili filmlerinden biri...

Gelin, zamanında kadın suikastçılardan oluşan bir grubunun parçasıdır. Bill ve öteki suikastçılar ona karşı birleşince konumunu bırakmıştır. Düğünü sırasında saldırıya uğrar. Kilisedeki herkes öldürülür. O da karnındaki bebeğini düşürür ama hayatta kalmayı başarır. 5 yıl boyunca komada kalan Gelin, bir mucize eseri hayata geri döner. Artık tek amacı vardır: Ona pusu kuran Bill ve adamlarını teker, teker öldürmek.

Gelin / Siyah Mamba ilk bölümde 5 yıllık komasından uyanıp intikam almaya başlamıştır. Ancak asıl hedefine ulaşması için daha gitmesi gereken epey bir yolu vardır. Düşmanları arasında en önemlileri hala yaşamaktadırlar ve onun hayata döndüğünü hatta intikam almaya başladığını da bilmektedirler. Ve gelin için güzel sürprizleri vardır...

İç Savaş'tan birkaç sene sonra... Bir posta arabası, kış soğuğu yaşayan Wyoming'den geçer. Yolcular, cellat John Ruth ve yakaladığı kaçak Daisy Domergue, Domergue'nun adalete teslim edilmesi için Red Rock kasabasına doğru hızla yol alır. Yolda iki yabancıyla tanışırlar: Biri, kötü şöhretli bir ödül avcısı olan, zenci bir eski federasyon askeri Binbaşı Marquis Warren ve diğeri de kasabanın şerifi olduğunu iddia eden güneyli haydut Chris Mannix 'tir. Tipide yollarını kaybeden Ruth, Domergue, Warren ve Mannix, bir dağ geçidindeki konaklama yeri olan Minnie'nin Tuhafiyesi'ne sığınır. Onları mekânın sahibi değil, dört yabancı karşılar: Minnie'nin yerine göz kulak olan Bob, Red Rock celladı Oswaldo Mobray, Kovboy Joe Gage ve General Sanford Smithers. Fırtına hızlanırken sekiz gezginimiz, Red Rock'a hiç varamayabileceklerini öğrenir.

1970'li yıllarda Amerika’da geçen ve gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde, Joe Pistone isimli bir FBI ajanının Donnie Brasco ismiyle New York mafyasına sızması ve zaman içinde kendisini sıradan hayatından çok mafya hayatıyla özleştirmesi anlatılmaktadır.

Sıradan bir hayatı olan Clarence çizgi roman dükkanında çalışmaktadır. Bir gün Alabama isimli fahişeyle tanışır ve ona aşık olur. Fakat onu eski hayatından kurtarmak hiç de kolay bir iş değildir ve bir de Alabama'nın patronundan uyuşturucu çalacaktır. Tony Scott'un kendi çektiği filmler arasında en sevdiği film olan True Romance' ın senaristliğini de Quentin Tarantino yapmıştır.

Marv, aşık olduğu kadınla ilk kez bir geceyi beraber geçirdikten sonra ne yazık ki ertesi sabah onun, yanı başında öldüğünü görür. Ancak konumları gereğince söz konusu cinayetin esas zanlısı pozisyonuna düşen Marv, polis tarafından aranırken kendisi de esas katilin peşine düşmüştür. Bir yandan kaçıp diğer yandan kovalarken yeterince zor bir işin içine girmiştir bile.

Rick Dalton, bir televizyon filmi aktörüdür. Dalton'ın başarılı bir western dizisi bulunmaktadır. Ancak Rick, kendini televizyondan uzaklaştırıp film sektörüne adım atmak istemektedir. Onun dublörü olan Cliff Booth ise bu konuda ona katılmaktadır. Ancak ikilinin yaşlarının ilerlemesiyle birlikte Hollywood'taki şansları da azalmaktadır. Hollywood'un yeni gözdelerinden olan Sharon Tate ise Rick'in komşusudur. Ancak Hollywood'un ışıltılarla dolu ve pervasız akışı, Tate'in ve dört arkadaşının Charles Manson tarikatı tarafından katledilmesiyle kesilecektir…

Amerika'nın en uyduruk havayollarından birinde hava hostesi olan Jackie Brown'ın emekliliği giderek yaklaşmaktadır. Hostesimiz ayın sonunu getirebilmek için silah kaçakçısı Ordell için çalışmaktadır. Polis durumdan haberdardır. Ordell de polisin haberdar olduğundan ve dolayısıyla Jackie'nin hayatının bıçak sırtında olduğundan.Olaylar ortaya çıktığuında Jackie ve Ordell cephelerine yeni yardımcılar katılır ve herkes yarım milyon doların peşine düşer.Yönetmen Tarantino, hayranı olduğu, 70'li yılların kült zenci dizisi "Foxy Brown"ın kadın oyuncusu Palm Grier'e Jackie Brown rolünü vererek tam onikiden vuruyor.

Gecko biraderler, rüzgarı arkalarına alıp Meksika’nın özgür ortamına doğru bir yolculuğa çıkarlar. Texas’ta sıkı bir soygun yaptıklarından dolayı, ne olur ne olmaz diye bir rahip ve ailesini de yanlarında rehin olarak bulundururlar. Buluşma için bir Meksika barının kapısını aşındırdıklarında başlarına geleceklerden habersizdirler. Mekan kesinlikle vampirlerin içeri alınmadığı barlardan değildir!Quentin Tarantino’nun senaryosunu yazıp başrollerinden birine geçtiği film, Robert Rodriguez'in, El Mariachi ve Desperado filmleriyle başladığı sinema kariyerinin şimdilik en parlak filmlerinden birisi.

Austin’in en ünlü DJ’i olan, Jungle Julia (Sydney Tamiia Poitier) en yakın arkadaşları Shanna ve Arlene’le (Jordan Ladd ve Vanessa Ferlito) eğlenmektedir. Sabaha kadar eğlenen üçlü bir şeyin farkında değildirler. Yaptıkları her şeyi izleyen biri vardır, Stuntman Mike (Kurt Russell), yüzünde derin bir yarası ve korkutucu bir arabası olan eski bir dublördür. Günlerdir kızları izleyen Mike, gecenin bitiminde, sabaha karşı yola koyulan kızların peşinden gider.

Tarantino'nun örgütlediği bu ilginç fars-komedi dört 'bağımsız' yönetmenin ortak çalışması. Ted lüks fakat gözden düşmüş bir otelde servis elemanı olarak çalışmaya başlar ve ilk çalışma gecesinde dört, biri birinden ilginç odayla uğraşmak zorunda kalır. Odaların ilkinde bir cadılar kumpanyası Tanrıça Diana'nın ruhunu çağırma uğraşındadır. İkincisinde sert bir gangster Ted'i çocuklarına dadılık yapmaya zorlamaktadır. Üçüncü odada ise çıldırmış boynuzlanan bir koca ikâmet etmektedir. Son odaya girdiğinde Ted kendisini snop bir film yıldızının verdiği partinin ortasında bulur. Tüm bu 'karakterlerin' Ted'den farklı beklentileri vardır. Tarantino ve arkadaşlarının çok daha sakin, iddiasız bir tarzı denediği fakat absürd komedinin hakkını veren bir çalışma.