Yönetmenin kurguladığı Final Cut versiyonu ile izleyici karşısına çıkan film, Vietnam'da görev alan bir Amerikan askerine verilen görev sonrasında yaşananları konu ediyor. Yüzbaşı Benjamin Willard, zorlu bir görevle karşı karşıyadır. Willard'dan, Vietnam Savaşı sırasında ordu emirlerini görmezden gelip kendisini tanrı ilan eden özel tim albayını öldürmesi istenir. Willard, gizli görevi yerine getirmeye çalışırken kendisini zorlu durumlarla karşı karşıya bulur.

Filmin konusu Fransız ordusundaki komuta kademesinin savaşmak istemeyen askerlere gözdağı verip korkutmak amacıyla suçsuz askerleri kurşuna dizmesidir. Fransız Ordusu da savaş sırasında diğer müttefik orduları gibi korkaklık suçundan dolayı infazlar gerçekleştirmiştir. Ancak filmin merkezinde duran sorun, verilen emre karşı gelerek saldırıya geçmeyen tüm cephenin yerine rastgele seçilen askerlerin kurşuna dizilmesidir. Bu tür cezalandırma tarihte Romalılar tarafından yaygın olarak uygulanmıştır. Onuncunun cezalandırılması olarak dilimize çevrilebilecek decimation cezasında suçlular arasından her on kişiden bir tanesi öldürülerek ceza uygulanır. Bu ceza Fransız Ordusunda, Flanders yakınlarında 15 Aralık 1914 tarihinde geri çekilen Cezayir Alayı 8.Tabur 10. Bölük askerleri hücum emrine uymayınca uygulanmıştır...

Alex (Malcolm McDowell), huzur dolu fütürist evinde tüm gün uyuyan ve de geceleri arkadaşları ile masum insanlara sokaklarda ve evlerinde saldıran acımasız genç bir hayduttur. Sonunda polis tarafından yakalanınca Alex rehabilitasyona gönderilir. Bu istek azaltma formunda olan rehabilitasyonda yaptıklarının kat ve kat fazlası şiddet içeren ve insanı dehşete düşüren bir zaman geçirir.

Cinnet, yazar Jack Torrance’ın, kış sezonunda kapalı olan Overlook Oteli’nin bakımını üstlenerek, ailesiyle birlikte otele taşınması sonrasında gelişen metafiziksel olayları konu alır. Jack’in doğaüstü sezgilere sahip olan küçük oğlu, zamanla otelin içerisinde yalnız olmadıklarını, geçmiş ve gelecekten gelen hayaletlerle birlikte yaşadıklarını görür ve ailesini buna inandırmaya çalışır. Aile bir kar fırtınası sebebiyle dağda konuşlanan bu otelde mahsur kaldığındaysa Jack doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilir ve yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.

Görevini tamamlayarak Dünya'ya dönmeye hazırlanan kargo gemisi Nostromo'nun beş erkek, iki kadın ve bir kediden oluşan mürettebatı özel kabinlerinde uykudadır. Bilgisayarların çevredeki bir gezegende yabancı bir yaşam türü tespit etmeleri üzerine uyandırılırlar. Yasalar, akıllı olabilecek her canlının araştırılmasını emretmektedir. Dallas, Lambert ve Kane'den oluşan ekip, gezegene gittiğinde terk edilmiş bir uzay gemisiyle karşılaşır. Buldukları yumurta benzeri organizmaları incelerken, bir tanesi kırılır ve yengeç benzeri bir yaratık Kane'in yüzüne yapışır. Ekip gemiye döndüğünde Ripley, Kane'i içeri almakta tereddüt eder. Karantina kuralları çok açıktır. Fakat mürettebat, arkadaşlarını kurtarmak için bu sorumluluğu alır.

Yönetmen Stanley Kubrick, Full Metal Jacket filminde savaşın ve askerliğin, insanların duygularını nasıl yok ettiğini gün yüzüne çıkarıyor. 18 yaşındaki acemi bir askerin gözünden, acemi askerlerin Deniz Kuvvetleri'ndeki ilk günlerinden başlayarak nasıl insani duygularının yok edildiğini ve bireysellikten çıkarılıp Deniz Piyadesi olarak nasıl tekrardan yaratıldıklarını anlatıyor. Film, 1968 yılında Vietnam harekatı için yetiştirilen askerlerin ruhlarında bıraktığı zarar ve savaşın nasıl insanlık dışı bir şey olduğunu açığa çıkartıyor. Gustav Hasford'un "The Short-Timers" isimli romanından uyarlanmıştır.

Soğuk Savaş döneminde Ruslara saldırmak için bahane aramakta olan çılgın general Jack D. Ripper, Rusların 'Amerikan halkının vücut sıvılarını kirlettiği' gerekçesiyle SSCB'ye sürpriz bir nükleer saldırı yapmaya karar verir. Nükleer silahlarla yüklü bir Amerikan uçağı Rus sınırına yakın bir bölgede Soğuk Savaş döneminin tipik devriye uçuşlarından birini yapmaktayken mürettebat Ripper'dan SSCB'ye saldırı emrini alır. Fakat Rus büyükelçisi DeSadesky, Amerikan makamlarına Rus savunma teknolojisinin geldiği son noktanın ürünü olan 'Doomsday Device'dan bahsettiğinde ve başkanın danışmanlarından eski Nazi bilimadamı Dr. Strangelove, buluşun olduğunu doğruladığında durum daha da tehlikeli bir hal alır. 'Doomsday Device', SSCB'ye yapılacak herhangi bir nükleer saldırıda dünyadaki tüm canlıların yok olmasına sebep olacak bir silahtır.

Chicago'da dolandırıcılık yaparak yaşayan Johnny Hooker ve Luther Coleman arasında usta-çırak ilişkisi vardır. Deyim yerindeyse Luther Coleman, Johnny Hooker'ı üçkâğıtçılık konusunda eğitmektedir. Ancak Luther, kendisinden daha güçlü bir suç patronu olan Doyle Lonnegan tarafından öldürülür.

Zengin medya patronu Charles Foster Kane kendi özel şatosu Xanadu'da ölür. Ölürken son söz olan Rosabud'u fısıldar. Bütün gazetelerde Kane ile ilgili değişik hayat hikayeleri yayınlanır. Genç bir gazeteci Kane'nin son sözünün ne anlama geldiğini araştırmak için görevlendirilir. Gazeteci Kane'nin yakınlarıyla iletişime geçer. Biz de Kane'nin geçmişine tanık oluruz. Bu bireysel hikaye aynı zamanda mükemmelliyetçiliğin ve otoriter yönetimin hazin sonuçlarını da göstermektedir.

1700'lerin tam ortasındayız. Genç bir İrlandalı olan Redmond Barry, bir subayı düelloda öldürünce kaçıp yeni bir hayat kurmak ister. Serüvenler sonucu kendisini savaşın ortasında Prusya ordusunda bulur. Savaştan sonra casuslukla görevlendirilip İrlandalı bir Şövalye'nin peşine takılır. Onunla birlikte Prusya'dan kaçar ve kumarbazlığa başlayarak Avrupa'nın kalburüstü sosyetesine burnunun ucunu sokmayı başarır. Ama gözü daha yükseklerdedir.

T.E. Lawrence, Kuzey Afrika’da konuşlanmış İngiliz ordusunda görevli genç bir teğmendir. İstihbarat bölümünün harita kısmındaki pozisyonundan mutsuz olan Lawrence, bugün Suudi Arabistan olan bölgede araştırma görevi teklif edilince heyecanla kabul eder. Bölgede savaşmakta olan Arap ordusunun komutanı olan Prens Feisal’ı gözlemlemekte olan Lawrence, bir süre sonra bölgede kalarak Prens’e yardım etmeye karar verir. Tarihin en ünlü casuslarından biri olan Lawrence, Araplar’ı Osmanlılar’a karşı kışkırtıp, Arap topraklarına batılı medeniyetlerin girmesine ön ayak olmuştu.

2019'un dumanla boğuşan distopik Los Angeles'ında, kısa ömürlerini uzatmanın bir yolunu bulmak için yaratıcılarını arayarak Dünya'ya kaçan birkaç Replicant'ı yok etmek için Rick Deckard emeklilikten çağrılır.

1984 yılında, doğmamış oğlu gelecekte insanlığın kurtuluşu olacak genç bir kadını öldürmek için 2029 yılından yok edilemez bir cyborg yollanır. Genç kadının ve insanlığın tek umudu 2029 yılından gelen genç bir askerdir.

Fransız animasyoncu René Laloux imzalı başyapıt, iki farklı tür arasındaki ezeli mücadeleyi anlatıyor. Dev yaratıklar ve küçük 'insansılar' arasındaki mücadele, içerdiği etkileyici fantastik unsurlara rağmen son derece tanıdık geliyor. Laloux ve senarist arkadaşları, 70'lerin politik iklimini çok iyi yansıtan bu filmde, sınıf mücadelesine dair düşüncelerini paylaşıyorlar aslında. 70'lerin en başarılı animasyon filmlerinden biri olduğunu özellikle belirtmek gerek. Saykodelik teknikleri, bilinçaltına işleyen müzikleri ve müthiş detaylar ve göndermeler içeren senaryosuyla ölümsüz bir klasik.

Bir grup astronot, çok uzun bir yolculuğun sonunda uyanarak, bilinmeyen bir gezegene iniş yapar. Burada konuşmayı bilmeyen ilkel mağara insanları ile, konuşan, avlanan, adeta insanla yer değiştirerek medeniyet kurmuş maymunlar yaşamaktadır. Grup dağılır, astronotlardan George Taylor, insan avcısı maymunlar tarafından esir edilir. Üzerlerinde deney yapılacaktır ki, maymunlardan Dr. Zaius, esir Taylor'ın konuşulanları anlayan, 'maymunlar kadar zeki' bir insan olduğunu fark eder. Bu durumun yerleşik inançlara ters düşüp evrim kuramını altüst edeceğini düşünen tutucu doktor, olan biteni görmezden gelir. O esnada devreye idealist ve sempatik Cornelius ile Dr. Zira girerek Taylor'ı korumaya çalışırlar. Diğer arkadaşlarını bulmak ve esaretten kurtulmak isteyen Taylor, çıkan bir kargaşadan faydalanarak güzel Nova'yla beraber kaçmaya başlar.

Trakyalı bir köle olan Spartaküs'ün asi yaradılışı gladyatör okulu işleten Lentulus Brutus'ün dikkatini çeker. Böylelikle Spartaküs'ün gladyatörlük yaşamı başlar. Eğitim süresi sonunda gladyatörler birer kadınla birlikte olma şansı bulur. Spartaküs kendisine sunulan Varinia'ya dokunmaz. Okulu ziyaret eden senatör Marcus Crassus'un şerefine tertiplenen oyunlarda Spartaküs Romalı politikacının zalim yanını görme fırsatı bulur ve Varinia'nın ona hediye edilmesi üzerine bir isyan başlatır.İsyan kısa sürede tüm bölgeye yayılır. Varinia ve Crassus'un evinden bir başka köle, romantik şair Antonius da sayıları giderek artan isyancılara katılırlar. Karşılarına çıkan bir kaç lejyonu yenilgiye uğratan isyancıların amacı İtalya'nın güney ucuna ulaşıp oradan gemilerle anavatanlarına dönmektir. Oysa Roma'da isyancıların üzerinden büyük politik oyunlar oynanmaktadır ve Crassus da bu oyunun bir parçasıdır.

Bill Harford ve karısı Alice Harford'ın dış dünyaya mutlu bir yansıyan bir evlilikleri vardır. İlişkilerinde her şey yolunda gibi görünmektedir. Bir gün katıldıkları bir davette Alice, başka erkeklerle sohbetlere dalar. Bunu fark eden Bill, hem sinirlenir hem de yaşanan bu duruma tuhaf bir tepki gösterir. Bill, yaşanan o geceden sonra kimliğini cinselliğe emanet edecektir. Oldukça tuhaf düşüncelerle örülü bir cinsellik dünyasına doğru savrulacaktır.

New York'a zarar veren ufak meteor parçalarından sonra NASA dünyaya hızla yaklaşmakta olan büyük bir meteor tespit eder. Teksas büyüklüğündeki bu meteoru zararsız hale getirmek için bir plan yapılır. Meteora ulaşılacak ve 800 ft derinliğinde bir kazı yapılarak merkezine nükleer patlayıcı yerleştirilecek. İşin başına konunun uzmanı Harry Stamper getirilir. Harry 10 gün gibi kısa bir zamanda astronotları eğitemeyeceğini söyler ve göreve kendi ekibini dahil eder. Plan başarılı olursa meteor ikiye ayrılacak ve dünyanın iki yanından, zarar vermeden geçip uzaklaşacaktır.

Yeni bir zaman, yeni bir yolculuk, 2001 yılında gerçekleşen Jüpiter görevi sırasında ortaya çıkan gizemli olaylarla yüzleşmek için yeni bir fırsat. Leonov ekip üyeleri, halen yörüngede olan Discovery’yle buluşma hazırlığı içindedir. Fakat bilmedikleri birşey vardır, o da insanlığın kaderinin keşfedilmemiş dünyasına ayak basmak üzere oldukları, ve kaderlerinin tekrar canlandırdıkları bilgisayar HAL – 9000′e bağlı olduğu gerçeği. Arthur C. Clarke’ın 2001: Uzay Macerası’nın devamı olarak yazdığı romandan uyarlanan bu gerilim dolu filmde yönetmen Peter Hyams, (Capricorn One, Outland) bir dönüm noktası sayılabilecek ilk filmin üstüne, sürükleyici ve büyüleyici bir devam filmi gerçekleştirmiş. Yıl 2010. Yalnız olmadığımız keşfetmenin zamanı geldi.

Tarihte daha önce hiçbir kültürde, farklı dinde ve bilim insanları ile devletler arasında bir yıl bu kadar belirgin bir şekilde önem taşımamıştır. "2012", dünyanın sonunu getiren global bir felâketin ardından, kurtulanların kahramanca mücadelelerini anlatan destansı bir macera.