Leonardo DiCaprio bu yapımda, çok yetenekli bir hırsız olan Dom Cobb ile karşımızda. Uzmanlık alanı, zihnin en karanlık ve savunmasız olduğu rüya anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb'un insanlarda nadiren görülebilecek bu yeteneği onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği her şeye malolmuştur. Cobb'a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabii eğer imkansız 'Başlangıç'ı tamamlayabilirse.

Kibar bir piyanist, Amerika'nın güney ucunda çıkacağı turne için çetin ceviz bir şoför tutar. İkili, ırkçılığın yaygın olduğu bu yabancı topraklarda birçok macera yaşar.

Bir bilgisayar programcısı olan Thomas Anderson aynı zamanda Neo nickname'li çok usta bir "hacker" dır. Ancak siyah takım elbiseli ve gözlüklü adamların yakın takibindedir. Bu takibin nedenini ise karşılaşacağı Morpheus'dan öğrenecektir. Neo, birden kendini Morpheus'un anlattıklarına güvenmek zorunda kaldığı büyük bir komplonun içinde bulacaktır. İçinde yaşadığımızı sandığımız bu dünya tamamiyle aldatıcıdır. Tüm insanlık aslında uzaydan gelen yaratıkların köleleridir. Neo, Trinity ve Morpheus'un da yardımıyla kendilerini bu düzeni yıkmaya adayan bir grubun içine katılır.

Joker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor. Toplum tarafından dışlanan bir adam olan Arthur, hayatta yapayalnızdır. Sürekli bir bağ kurma arayışında olan Arthur, yaşamını taktığı iki maske ile geçirir. Gündüzleri, geçimini sağlamak için palyaço maskesini yüzüne takan Arthur, geceleri ise asla üzerinden silip atamayacağı bir maske takar. Babasız büyüyen Arthur’u en yakın arkadaşı olan annesi Happy adıyla çağırır. Bu lakap, Arthur’un içindeki acıyı gizlemesine yardımcı olur. Ancak maruz kaldığı zorbalıklar, onun gitgide toluma aykırı bir adam haline gelmesine neden olur. Yavaş yavaş psikolojik olarak tekinsiz sulara yelken açılan Arthur, bir süre sonra kendisini Gotham Şehri’nde suç ve kaosun içinde bulur. Arthur, zamanla kendi kimliğinden uzaklaşıp Joker karakterine bürünür.

R.J. Palacio'nun romanından senaryolaştırılan filmde, Auggie Pullman yaşıtı diğer çocuklardan biraz farklıdır. Çünkü yüzünde ciddi bir deformasyon vardır. Auggie diğer çocuklarla sıradan bir okula giderek, sıradan bir çocuk olduğunu annesi Isabel ve babası Nate'in yardımıyla kanıtlamaya çalışır. Çünkü esas güzellik derinin altında, içeride saklıdır.

Amerikalı fizikçi Julius Robert Oppenheimer'ın hayatına odaklanılan filmde, Julius Robert Oppenheimer’ın, İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasının geliştirilme sürecindeki rolü gözler önüne seriliyor. Fizikçi Julius Robert Oppenheimer'a 2. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi'nin bilimsel liderliği verildiğinde, o ve eşi Kitty, Oppenheimer'ın çalışmasının sadece kendi hayatları üzerinde değil, tüm dünya üzerinde bu kadar etki edeceğini hayal edemezdi. Ancak ölümcül icadının Hiroşima ve Nagazaki'de kullanılacak olması, Oppenheimer'ın kendisini projeden uzaklaştırmasına neden olur. Savaş sona ermek üzereyken, Lewis Strauss'un ortak kurduğu ABD Atom Enerjisi Ajansı'nın danışmanı olan Robert Oppenheimer, nükleer enerjinin uluslararası kontrolüne ve nükleer silahlanma yarışına karşı olduğunu savunur ve bu nedenle ABD tarafından hedef haline gelir.

1917, I. Dünya Savaşı'nın doruk noktasında, kendilerine imkânsıza yakın bir görev verilen iki İngiliz asker Kıdemsiz Onbaşı Schofield ve Kıdemsiz Onbaşı Blake'in hikâyesini anlatıyor. Blake'in abisinin de içinde bulunduğu 1.600 asker bir tuzağa doğru ilerlemektedir. Askerlerin hayatlarını kurtaracak mesajı düşman bölgesini geçip tabura ulaştırmak için Schofield ve Blake zamanla yarışacaktır.

Mağaralarda yapılan kazı çalışmaları sonucunda dinozorların yaşadığı tarih öncesi çağa ait bazı sivrisinek fosilleri bulunur. Milyarder John Hammond öncülüğündeki bilim adamları, son derece ilginç ve karmaşık testler deneyerek bu sivrisinek fosillerindeki kan örneklerini almayı başarırlar.Dinazorların DNA zinciri bir Afrika kurbağasıyla birleştirilerek 65 milyon yıl önce yaşamış bu korkunç yaratıklar yeniden yaratılır. Hammond hükümetten kiraladığı bir adada klonladıkları bu vahşi hayvanlar için elektrikli tellerle çevrili bir hayvanat bahçesi kurmuştur. İhtiyar Hammond, bir hafta sonunda Doktor Allen gibi bazı işinde uzman bilim adamlarını Jurassic Park adını verdiği bu hayvanat bahçesini test ettirmek için adaya getirir. Ancak embriyolarını ele geçirmek isteyen biri, güvenlik sistemini devre dışı bırakınca serbest kalan dinozorlar adada dehşet saçmaya başlar...

Teknolojinin son sürat ilerlediği bir dönemde, insanlar üstesinden gelemeyecekleri hiç bir sorun olamayacağına inanmaya başlamışlardır. 'Titanic' adlı dev transatlantik ise, insanlığın doğaya karşı gövde gösterisi gibidir. Bu 'Düşler Gemisi' nin yolcuları arasında Avrupa`da birkaç yıl geçirdikten sonra Amerika'ya dönmekte olan, Jack Dawson adlı genç ve fakir bir ressam ile nişanlısı ve annesiyle Philadelphia`ya giden Rose DeWitt Bukater adlı zengin bir genç kız da vardır. İki genç şans eseri tanışacak, aralarındaki sınıf farkına aldırmaksızın birbirlerine yakınlaşacaktır. Yola çıkılmasından dört buçuk gün sonra, 10 Nisan 1912'de, Titanic iki saat kırk dakika süren ve sulara gömülmesiyle son bulan, hazin olayların başlamasına neden olacak buz dağına çarpacaktır.

Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia'nın yolları, Los Angeles'ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir. Sebastian Wilder geleneksel jazzın kolonlardan yükseldiği bir kulüp açma hayalinde, Mia Dolan ise kafesinde çalıştığı film platosunda kendine uygun tüm oyunculuk seçmelerine katılarak bir rol kapma telaşındadır. Bu iki insanın kalpleri birbiri için atmaya başladığında ortaya çıkan manzarayı hayat şartları bozacak, onları yavaş yavaş hayallerinden uzaklaştırmaya başlayacaktır.

Brooklyn’li tesisatçılar Mario ve erkek kardeşi Luigi bir ana su borusunu tamir etmek için yeraltında çalışırken gizemli bir borudan aktarılarak sihirli, yeni bir dünyaya girerler. Ama kardeşler ayrı düşünce Mario, Luigi’yi bulmak için destansı bir maceraya çıkar. Mario, Mantar Krallığı sakini Toad’un yardımıyla ve Mantar Krallığı’nın iradesi güçlü yöneticisi Prenses Peach’ten aldığı bazı eğitimlerle gücünü bulur.

II. Dünya Savaşı zamanları... Film, savaşın özellikle tüm avrupayı ve avrupadaki yahudileri kırıp geçirdiği bir ortamda katolik okulan giden iki öğrencinin aralarındaki geç başlayan erken biten dostluğun hikayesini konu alıyor. Bahsi geçen okul da bir çok yer gibi alman milislerin ablukası altındadır. Tüm bu sıkı yönetim ve baskıya rağmen okul yöneticileri isimlerini değiştirmek suretiyle üç yahudi öğrenciyi okullarında saklamayı başarırlar taki okul çalışanlarıdan biri intikam amaçlı ispiyonculuk yapana kadar...

Rick Dalton, bir televizyon filmi aktörüdür. Dalton'ın başarılı bir western dizisi bulunmaktadır. Ancak Rick, kendini televizyondan uzaklaştırıp film sektörüne adım atmak istemektedir. Onun dublörü olan Cliff Booth ise bu konuda ona katılmaktadır. Ancak ikilinin yaşlarının ilerlemesiyle birlikte Hollywood'taki şansları da azalmaktadır. Hollywood'un yeni gözdelerinden olan Sharon Tate ise Rick'in komşusudur. Ancak Hollywood'un ışıltılarla dolu ve pervasız akışı, Tate'in ve dört arkadaşının Charles Manson tarikatı tarafından katledilmesiyle kesilecektir…

Amerika... 1963 yazı... Catskill Dağları'nda bir yaz kampında dans öğretmenliği yapmakta olan yakışıklı Johnny Castle (Patrick Swayze), iş dışında kalan vakitlerinde de diğer dansçılarla dans etmektedir. Kampta ablası ve ailesi ile beraber tatil yapmakta olan ve "Baby" olarak tanınan genç bir kız kendisine eğlence aramaktadır. Gerçekleşen büyük tesadüflerin de yardımıyla Baby, Johnny'e aşık olur ve zamanla onun hem sevgilisi hem de dans partneri olur.80'li yılların önemli filmlerinden biri sayılabilecek yapım, 1988'de en iyi şarkı dalında Oscar ödülünü "The Time of My Life" şarkısıyla kazanmıştı.

Soğuk Savaş Dönemi’nde Amerika’nın zirvesine karşı 1963 yılında kurulmuş olan dünyevi bir peri masalı. Dilsiz, bir o kadar da yalnız bir kadın olan Elisa Esposito (Sally Hawkins), temizlikçi olarak çalıştığı gizli ve yüksek güvenlikli devlet laboratuvarında sessizlik içinde bir tecrit hayatına kapatılmış gibidir. Elisa’nın hayatı, meslektaşı Zelda (Octavia Spencer) ile birlikte gizli olarak sınıflandırılmış bir "deneyi" keşfettikleri zaman sonsuza dek değişecektir.

Savaşçı Amazon kadınlarının diyarı Themiscyra’da doğan, hiç erkek görmeden büyüyen ve yenilmez bir savaşçı olmak için eğitim gören Amazon prensesi Diana’nın, dış dünya ile ilk ve en büyük çatışması Birinci Dünya Savaşı sırasında kıyılarına düşen bir uçak ile başlar. Diana evini terk ederek kıyılarına kadar gelen bu tehdidi engellemek için yola çıkar. Tüm savaşları durdurmak için başladığı bu savaşta diğerleriyle birlikte hareket ederek bütün tehlikelere göğüs germeye başlar. Bir yandan da sahip olduğu diğer güçleri de keşfeder. Ve tabii ki de onu bekleyen asıl kaderini...

Palookaville (1996) ve The Funeral (Cenaze Töreni, 1996) filmleriyle tanınan oyuncu Vincent Gallo, yazdığı, yönettiği ve başrolde oynadığı bu gülünç dramı başyapıtı olarak tanımlıyor. Kulağa biraz kibirli bir açıklama gibi gelebilir ama çok da yanlış sayılmaz. Gallo filmde, yıllardır hapiste olduğunu bilmeyen kaçık anne babasını ziyarete giderken, peşinden gelmeye dünden razı bir genç kızı (mini etek ve peri masalı ayakkabıları giyen bir Christina Ricci) kaçırıp onu karısıymış numarası yapmaya zorlayan Billy'yi canlandırıyor. Billy ailesine devlet için çalışan bir gizli ajan olduğunu, evden bu nedenle uzak kaldığını söylemiştir. Böylesine oyuncaklı bir konusu olan bu düşük bütçeli tuhaf aşk hikâyesi, dört başrol oyuncusunun (Billy'nin sapık babası rolündeki Ben Gazzara özel bir takdiri hak ediyor ve Amerikan futbolu hastası anne rolündeki Anjelica Huston da çok komik) filme yakışan sıradışı performanslarıyla övgüyü hak ediyor.

Starship Avalon adlı uzay gemisi, Homestead II adında çok uzak bir koloniye 5000'den fazla kişiyi götürmek üzere, 120 yıl sürecek bir yolculuk yapmaktadır. Giden kişiler bu yolculuk sonunda sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmek için özel tasarlanmış "uyku kapsüllerinde" uyutulmaktadırlar. Ancak yaşanan teknik bir sorun nedeniyle iki kapsül vaktinden önce açılır, birinde makine mühendisi Jim Preston (Chris Pratt), diğerinde ise yazar Aurora Lane (Jennifer Lawrence) bulunmaktadır. Gemide bir başlarına kalan ikilinin önünde, hala 90 yıllık bir yol vardır.

Bekâr bir anne olan Melisa hastadır ve çok az ömrü kalmıştır. Bu kısa sürede hem fırtına gibi bir aşk yaşayıp hem de oğlu Can'ı emanet edebileceği bir adam bulabilecek midir?

Kendi çalışanlarının bile bilmediği bazı tehlikeli, gizli projeler yürüten bir şirketin bir yeraltı tesisinde T-virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalır. Bunu üzerine tesisin tüm kontrolünü elinde tutan Kızıl Kraliçe adındaki süper bilgisayar, virüsün yayılmasını engellemek için, çalışanların ölümü pahasına tesisin tüm giriş ve çıkışlarını kapatır * Sinema tarihinin en iyi oyun uyarlamalarından ve en iyi zombi serisindendir.