10 yaşındaki oğlu Gene ile bir karavanda yaşayan Çek göçmeni Selma Jezkova kalıtsal bir hastalık yüzünden kör olmak üzeredir. Bu hastalığını oğlunu da etkileyeceğini bilen Selma, çelik fabrikasında canla başla çalışarak biriktirdiği parayla oğlunu ameliyat ettirme arzusu içerisindedir. Ama gelişen olaylar Selma'yı işin içinden çıkamaz hale getirir...
Jerry Lundegaard borçları olan bir sahtekârdır. İhtiyaç duyduğu meblağda parayı acilen edinmeli ve borçlarını temizlemelidir. Karısının babası oldukça zengin bir adamdır; ancak gamsız bir sahtekar olan Jerry’ye yardım etmesi imkansız gibi görünmektedir. Jerry’nin aklına şeytani bir fikir gelir. Jerry, karısını kaçırmak ve kayınpederinden fidye istemek üzere iki adam kiralar. Lakin hiçbir şey planlandığı gibi ilerlemeyecektir. Sinemalarının ilk döneminden bu yana çizgilerini hiç bozmadan ilerleyen Coen Kardeşler’e büyük bir şöhret kazandıran Fargo, orijinal senaryo ve en iyi kadın oyuncu dallarında Oscar kazanmıştı.
Bruce Willis Los Angeles'a Noel tatilini ayrı olduğu karısıyla geçirmeye gelen New York şehri polisi dedektif John McClane'i oynuyor. Fakat McClane karısının ofis partisinin başlamasını beklerken teröristler binanın kontrolünü ele geçirir. Teröristlerin lideri Hans Gruber (Alan Rickman) ve onun zalim yardakçısı (Alexander Godunov) rehineleri bir araya toplarken McClane kimseye görünmeden kaçar. Yanında yanlızca bir silahı ve cesareti olan McClane tek kişilik savaşını başlatır.
Henüz onyedi yaşında genç bir kadın olan Maria Alvarez, tüm akrabalarıyla birlikte yaşayıp gitmekte olduğu küçük Kolombiya kasabasındaki bu hayatı oldukça ağır mesailerle çalıştığı bir çiçekçide geçmektedir. En büyük hayali haline gelen bu kasabadan kaçıp gitme şansı ise tehlikeli bir uyuşturucu çetesinden gelen teklifle gerçeğe dönmek üzeredir. Maria, midesinde taşıdığı uyuşturucu dolu paketlerle kuryelik yaparak Amerika'ya gidecek ve sonrasında burada istediği hayata kavuşacaktır. Yola çıktığında karşılaştığı şeyin ise kendisine vaat edilen yolculukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Gösterime girdiği yıl Sundance ve Berlin film festivallerinde övgüyle karşılanan ve çeşitli ödüllere layık görülen filmin Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ına da aday gösterilmişti.
Sissi şimdi Avusturya İmparatoriçesi ve görgü kurallarını öğrenmeye çalışıyor. İmparatoriçe olmakla meşgul olduğu halde, zor yeni kayın validesiyle de ilgilenmek zorundayken, kemerli mezhebi Sophie imparatora nasıl geçinmeyi ve Sissi'nin anneliğinin nasıl yapılacağını anlatmaya çalışıyor.
Christin ve Antoine ‘nın evliliklerine Antoine’nın çiçekçi dükkanının işlerini kötü gitmesi ciddi darbe vurur. Antoine iş bulmak için bir Amerikan şirketine başvuru yapar ve ne olduysa ondan sonra olur. Christine bu duruma karşıdır ama Antoine işe başlamıştır bile. japonya’dan gelen iş kafilesindeki Kyoko ile olan samimiyeti istemese de Antoine zor duruma sokar. Evliliği bitme noktasına gelmiştir artık naptıysa kendini affettirememiştir Christine. sonunda arayı soğutup Kyoko’da kurtulmayı başarır ve ayrılığın verdiği soğuk havdan kurtulur… 400 darbenin devamı niteliğindeki Antoine Doinel serisinin evlilik, çocuk yapma ve ilk aldatmalar bölümünü oluşturan Truffaut filmi…
Eski bir suçlu olan H.I. McDunnough ile onun kayıt için fotoğraflarını çeken eski polis Edwina evlenir ve Arizona'da bir çiftliğe yerleşirler. Eski yaşamına veda eden ve Edwina'ya söz verdiği gibi kirli işlere karışmayan H.I fabrikada işe girer. Huzurlu ve mutlu giden evlilikleri Edwina'nın çocuk beklentisi ile sekteye uğrar. H.I'nın çocuğu olmamaktadır ve çift bir çocukları olmasını çok istemektedir. Bunun üzerine çift Arizona'nın en zengin adamlarından birinin yeni doğmuş beşizlerinden birini çalmaya karar verir.
Salgın bir hastalık Amerika'da yaşayan insanları et yiyen zombilere çevirmiştir. Yaşadıkları şehir zombiler tarafından tam anlamıyla istila edilen bir grup insan çareyi kaçmakta bulur. Diğerlerinin kolay kolay bulamayacağı bir alışveriş marketinde karar kılırlar.Başlangıçta buradaki ortam herkesin hoşuna gider. Ellerinin altında binlerce çeşit eşya bulunmaktadır. Fakat zamanla mağazanın çevresinde biriken zombilerin sayısı artmaya başlar...
Pizza dağıtıcısı Victor, birkaç gün önce tanıştığı Elena'yla ateşli bir tartışma yapıyor. Çünkü Elena, Victor'la tanıştığında sarhoştur ve ayıldıktan sonra Victor'u istemediğini söylemiştir. Bu tartışma sırasında çıkan seslerden dolayı iki polis memuru sahneye giriyor ve kazara bir silah patlıyor… 4 yıl sonra genç olan polis David (Javier Bardem) tekerlekli sandalyede basketbol yıldızı oluyor ve Elena'yla evleniyor. "Nasıl oluyor da oluyor?" diye merak ediyorsanız "Çıplak Ten" tam size göre… Çılgın İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ın 1997 tarihli filmi…
Uzakdoğu sinemasının yükselen değeri Kim-Ki Duk'un yönettiği, bol ödüllü bu filmde, Avrupa'ya seyahat etme hayalleri kuran liseli iki genç kızın para bulmak için içine düştükleri durum anlatılıyor.Jae Young, internet üzerinden ayarladıkları, erkeklerle birlikte olurken, Yeo-Jin de organizasyonun kusursuz işlemesini sağlar. Ancak Yeo-Jin bir gün büyük bir hata yapar ve polis baskınından kaçmaya çalışan Jae Young camdan atlayarak ağır yaralanır.Genç kız hastanede ölünce Yeo-Jin onun yerini alarak erkeklerle birlikte olmaya başlar.Yeo-Jin’in dedektif olan babası kızının nasıl bir işin içinde olduğunu fark edince kızının müşterilerinden intikam almaya karar verir.
On beş yaşındaki Michael’ın annesi zengin sevgilisinden ayrılınca, lüks semtlerde yaşamaya alışmış olan ana oğul, paraları olmadığı için Berlin’in etnik nüfusu yoğun yoksul mahallelerinden birine taşınırlar. Onları bekleyen, hiç bilmedikleri, hiç tanımadıkları bir yaşamdır. Erol adlı bir gencin başını çektiği bir grup kabadayı, Michael’ın yeni başladığı okulundaki günlerini cehenneme çevirmeye başlar.
Film 1920'li yıllarda Almanların, Polonyalılar ve diğer azınlıklarla birlikte uyum içinde yaşadıkları yoksul kent Danzig'de başlar. Annesi ve hangisinin babası olduğunu bilmediği iki erkekle birlikte yaşayan Oskar'a (David Bennent) üç yaşına bastığı doğum gününde teneke bir trampet hediye edilir. Bu andan itibaren çevresinde gözlemlediği erişkinlerin mutsuz ve acınılacak dünyalarına katılmaktansa hep çocuk olarak kalmaya karar verir. Gerçekten de yıllarca fiziksel olarak bir gelişme göstermez. Çevreye karşı tek protestosu büyümeyi reddetmek değildir, aynı zamanda teneke davuluna şiddetle vururken çıkardığı cam eşyaları bile parçalayan tiz çığlığı da 2. Dünya Savaşı yaklaşırken ülkede olup bitenlere duyarsız kalan orta sınıf Alman toplumunu bir yadsıma biçimidir, gitgide çıldıran dünyaya karşı bir protestodur.
Jigsaw ve çırağı Amanda ölmüştür. Tecrübeli iki FBI ajanı, Ajan Strahm ve Ajan Perez, Jigsaw'un son oyununun parçalarını birleştirmek üzere Dedektif Hoffman'a yardımcı olur. Bu sırada SWAT Komutanı Rigg de ölümcül yeni bir oyunun parçası olmuştur. Eski bir arkadaşını ve kendini vahşice bir ölümden kurtarmak üzere bir dizi gaddar ve korkunç tuzaktan kurtulmak için sadece doksan dakikası vardır.
Efsane siyahi dedektifin maceralarını konu alan filmde Samuel L. Jackson başrolde. Bir dönemin umut veren yönetmenlerinden John Singleton, Shaft’ın devam filmiyle karşımızda. Kahramanımız ise 1971 yapımı aynı adlı filmin dedektifinin adaşı ve yeğeni John Shaft (Samuel L. Jackson). New York şehri dedektifi John Shaft’a, Trey Howard’ın (Mekhi Phifer), zengin bir emlakçının oğlu olan Walter Wade, Jr. (Christian Bale) tarafından ırkçı nedenlerle öldürülmesi olayını soruşturma görevi verilir. Shaft, cinayetin görgü tanığı Diane Palmieri’yi (Toni Collette) bulur ama kadın çabucak ortadan kaybolur ve mahkemeye çıkmaz. Wade Jr. kefaletle serbest bırakılır, İsviçre’ye kaçar. İki yıl sonra geri döndüğünde Shaft onu ülkeden ayrıldığı için yeniden tutuklar. Pasaportu elinden alınan Wade Jr., emniyet amirliğinde Dominikli uyuşturucu kaçakçısı Peoples Hernandez’e (Jeffrey Wright) rastlar. Katil zanlısı yeniden kefaletle serbest bırakılınca, Shaft görevinden istifa eder.
Serseri ruhlu Joe, 1950'lerin İskoçya'sında, Glaskow ile Edinburgh arasında çalışan mavnalardan birinde iş bulur. Mavnanın sahibi Les ile arkadaş olur ve birlikte vakit geçirmeye başlarlar. Bu arada Les'in karısı Ella'yı baştan çıkarmaktan da kendini alamaz.Joe ve Les'in, bir akşam üzeri suda rastladıkları genç bir kadın cesedi üzerine polis soruşturma açar. Joe'nun Cathie isimli bu kadınla bir geçmişi olduğu anlaşıldığında, Ella ile ilişkisi de tutkulu bir hal almaya başlamıştır.İskoçya'nın Beat edebiyatının en kayda değer ismi, şüphesiz, Alexander Trocchidir. Ödüllü yönetmen David McKenzie'nin, yazarın kültleşmiş romanından yaptığı bu uyarlama, David Byrne'ın müzikleriyle süslenmiş. Ewan McGregor ile Tilda Swinton başrollerde.
Dünyanın ve özellikle New York'un başı büyük derttedir. Dev canavar Godzilla, Manhattan Adası'na doğru ilerlemektedir. Bir bilimadamı, bir sigorta müfettişi, bir kameraman ve muhabir onu durdurmak zorundadır.