Mathilda, New York’ta yaşayan ailesi dağılmış 12 yaşında küçük bir kızdır. Ailesini sevmeyen Mathilda için en değerli varlığı küçük kardeşidir. Babası uyuşturucu işlerine bulaşınca mafya ailenin tüm bireylerini öldürür. O sırada alışverişte olan Mathilda ise olaydan kılpayı kurtulur ve Leon’un kaldığı daireye saklanır. Leon ise çok soğukkanlı bir katildir. Ancak Mathilda’ya karşı içten bir sevgi besler ve ona kol kanat gerer. Aslında babalık, arkadaşlık gibi kavramlar ona çok yabancıdır.

Roma İmparatorluğu'na en parlak dönemi yaşatan General Maximus, girdiği bir meydan savaşından daha zaferle çıkar, artık tek hayali bir an önce evine dönerek karısı ve ailesine kavuşmaktır. Fakat, zamanın Roma İmparatoru Marcus Aurelius, Maximus'a önemli bir görev verir ve iktidara sahip çıkmasını ister. Bunun üzerine imparatorun oğlu olan Commodus, iktidarın elinden alınacağını anlayınca general ve ailesini öldürme emri verir. Maximus ölümden zor kurtulur ve gladyatörler arenasına sürgün edilir. Yıllar sonra Roma'ya geri dönen güçlü gladyatör Maximus'un tek amacı Commodus'u öldürerek karısı ve oğlunun katledilmesinin intikamını almaktır.

Benicio Del Toro ve gangster/detektif filmlerinin demirbaşı Dennis Farrina'yı biraraya getiren film şu sloganla tanıtılıyor: "Kemikler kırılıyor, elmaslar çalınıyor..."Boks dünyasında kaçak iş çeviren Turkish adlı adam, namlı suçlu Brick Top'la hileli bir boks maçı için anlaşınca başına büyük bela alır.Öte yandan, başarısız bir mücevher soygunu ardından garip gelişmeler yaşanmaktadır. Garip bir biçimde iki olay birbirine karışarak ilerler ve kahramanlar için olmasa da bizim için eğlendirici bir curcuna çıkar ortaya...

James Stewart, karısına asılan bir barmeni öldürmekle suçlanan subayı (Ben Gazzara) savunan kasaba avukatı rolünde. McCarthy yıllarının kuşku dolu Amerika?sındaki havayı yansıtan, zekice örülmüş, sağlam oyunlarla klasikleşen bir film bu. Preminger, çok sıkıcı olabilecek bir öyküyü anlatırken, yönetmenlik dersi de veriyor.

Öykü, belirsiz bir zaman diliminde, feodal düzenin hakim olduğu Çin topraklarında geçiyor. Çalınan bir kılıcın ve ünlü bir kaçağın peşindeki iki savaşçı, iz üstündeyken soylu bir adamın kızına rast gelirler. Fiziksel açıdan şaşırtıcı derecede iyi eğitilmiş bir dövüşçü olan bu genç kız, hayatının kritik kararlarından birini vermek üzeredir. Mucizelerin olağan karşılandığı, havada yürüyen zen savaşçılarının cirit attığı bir düşsel gerçekliği koreografik olarak sinemaya taşıyan yönetmen Ang Lee, romantizm ve aksiyonun dinamik bir öykü içindeki birleşimi olarak tanımlıyor filmini.

Ünlü oyun ve senaryo yazarı David Mamet'ın bir eserinden uyarlanan filmin tamamı 2 gün içerisinde geçiyor. Bir grup emlak pazarlamacısı bağlı oldukları şirket tarafından eğer adamakıllı birer satış yapmazlarsa kovulacaklarını anlıyorlar. Bu bir grup emlak satıcısının o akşam yaşadığı çelişkiler ve ayakta kalabilmek için verdikleri haybeye mücadele içlerinden bazılarını çalıştıkları büroyu soymaya bile itecektir. Özellikle yıldız oyuncu kadrosuyla dikkat çeken film başarılı bir tiyatro uyarlaması olarak biliniyor?

Henüz onyedi yaşında genç bir kadın olan Maria Alvarez, tüm akrabalarıyla birlikte yaşayıp gitmekte olduğu küçük Kolombiya kasabasındaki bu hayatı oldukça ağır mesailerle çalıştığı bir çiçekçide geçmektedir. En büyük hayali haline gelen bu kasabadan kaçıp gitme şansı ise tehlikeli bir uyuşturucu çetesinden gelen teklifle gerçeğe dönmek üzeredir. Maria, midesinde taşıdığı uyuşturucu dolu paketlerle kuryelik yaparak Amerika'ya gidecek ve sonrasında burada istediği hayata kavuşacaktır. Yola çıktığında karşılaştığı şeyin ise kendisine vaat edilen yolculukla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Gösterime girdiği yıl Sundance ve Berlin film festivallerinde övgüyle karşılanan ve çeşitli ödüllere layık görülen filmin Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ına da aday gösterilmişti.

5 dolar çaldığı için en azılı mahkumların kapatıldığı meşhur Alcatraz hapishanesine gönderilen Henri Young (Kevin Bacon), buradan kaçmaya çalışırken yakalanır ve hücreye kapatılır. Karanlık ve soğuk bu hücrede, 3 yıl acımasız gardiyan Milton Glenn’in (Gary Oldman) işkencesine maruz kaldıktan sonra çıktığında bir caniye dönüşen Henri, şimdi ise bir mahkumu öldürmek suçundan birinci derece cinayetle yargılanmaktadır. Kazanma şansı görünmeyen bu davaya atanan yeni mezun avukat James Stamphill (Christian Slater) ise davayı bambaşka bir yönüyle ele alarak asıl suçlunun Alcatraz’daki sistem olduğunu savunacaktır.

Film son derece becerikli ve dokunulmaz olduğuna inanan bir gizli servis ajanı Masters'ın kirli dolapları çevresinde geçiyor. Ortağının öldürülmesinin ardından, suçlunun peşine düşen Richard Chance yeni ortağı John Vukovich ile birlikte ölümcül bir maceranın içine giriyor. İki ortak baştan aşağı kokuşmuş şehirde adaleti sağlamak için, bazen adaletsizlik yapmaktan da kaçınmıyor.

Nick Nolte bir polis, Eddie Murphy bir mahkum. Birbirlerinden hiç hoşlanmadıkları aşikar. Ancak birbirlerine çok ihtiyaçları olduğu da. Ve hiç ummadıkları bir yerdeler; müthiş bir macerada, aynı tarafta. 48 saat için olsa da...

Andy Garcia (When A Man Loves A Woman, Ocean's Eleven) bu özgün ve sürükleyici gerilim filminde yıldızlardan oluşan muhteşem bir kadronun başını çekiyor. Patronu (Christopher Walken - Pulp Fiction) eski gangster Jimmy'ye (Garcia) son bir iş için reddedemeyeceği bir teklifte bulunur. Fakat işler ters gitmeye başladığında Jimmy ve arkadaşları ölümle karşı karşıya gelir. Jimmy'nin, arkadaşlarını ve hayallerinin kadınını (Gabrielle Anwar - Scent Of A Woman) kurtarıp işleri yoluna koymak için sadece 48 saati vardır. Her yerde eleştirmenler tarafından övgüyle bahsedilen KARIŞIK İLİŞKİLER, keyifle izleyeceğiniz benzersiz bir gerilim!

Doğudan beri deforme olmuş bir kariyer polisine, nazik bir doktor tarafından yeni bir yüz verildi ve ceza evinden tahliye edildi. Görünüşe göre o düz gitti, onu ceza evine gönderen adamı bulup intikamını almak istiyor ve

İki çocukluk arkadaşı Bastille Günü'nde Paris'te büyük bir banka soygunu gerçekleştirirler. Soygunculardan biri, bu bankada çalışan memurlardan biriyle ilişki yaşamaya başlar. Banka memurunun geceleri ek gelir elde etmek için fahişe olarak çalışıyor olması soygunu tehlikeye atar.

Acımsız bir polis olan yüzbaşı Ivan DANKO (Arnold Schwarzeneger), Moskova Cinayet Masası'nın şefidir. Danko basit bir trafik suçu nedeniyle Amerika'da tutklanan Rus asıllı bir uyuşturucu tacirini ülkeye geri götürmek üzere Chicago'ya kendisine eşlik etmek üzere Art Ridzik (James Belushi) adında hazırcevap, kılıksız ve adı çıkmış bir dedektif görevlendirilmiştir. Farklı kültürlerden gelen bu iki ilginç polis, beraber çalışmaya başlarlar. Kısa sürede aralarında espiri ve saygıya dayalı bir ilişki doğar. İkili, Stateville Hapishanesi'nin duvarları ardından yürütülen uluslararası uyuşturucu trafiğini durdurmak üzere harekete geçerler. Bu arada uyguladıkları 'Rus ve Ridzik Tarzı' altenatif polis prosedürleri nedeniyle başları, resmi makamlarla belaya girer ve kaçak duruma düşerler. Kızıl Meydan'da çekilen ilk Amerikan filmi olma özelliği taşıyan 'Kızıl Ateş', zevkle izleyeceğiniz bir aksiyon/komedi.

Jean-Claude Van Damme'ın olduğu müthiş ve çarpıcı bir macera filminden daha iyi ne olabilir? İki tane Van Damme! Turbo motorlu ve heyecan seviyesini zorlayan bu aksiyon filminde heyecan iki kere, kargaşa iki kere ve eğlence de iki kere. Van Damme ailelerinin vahşice öldürülmesinden sonra birbirlerinden ayrılan Chad ve Alex Wagner isimli ikizleri oynuyor. Seneler sonra bu ikisi daha farklı olamazlardı: Chad Beverly Hills'te havalı bir fitness hocasıyken. Alex Hong Kong'un suçla dolu ara sokaklarında kaba bir kaçakçıdır. Fakat kader ikisinin yollarını kestirince ikisi başka bir ortak noktalarının olduğunu fark ederler. İkisi de birer döviş makinasıdır! Ailelerinin katilini bulmak ve intikam almak için kararlı olan dövüş ustası iki kardeş Hong kong limanında bulunan devasa bir yük gemisindeki sarsıcı bir sona kadar yumruklarını konuşturuyorlar.

Efsane siyahi dedektifin maceralarını konu alan filmde Samuel L. Jackson başrolde. Bir dönemin umut veren yönetmenlerinden John Singleton, Shaft’ın devam filmiyle karşımızda. Kahramanımız ise 1971 yapımı aynı adlı filmin dedektifinin adaşı ve yeğeni John Shaft (Samuel L. Jackson). New York şehri dedektifi John Shaft’a, Trey Howard’ın (Mekhi Phifer), zengin bir emlakçının oğlu olan Walter Wade, Jr. (Christian Bale) tarafından ırkçı nedenlerle öldürülmesi olayını soruşturma görevi verilir. Shaft, cinayetin görgü tanığı Diane Palmieri’yi (Toni Collette) bulur ama kadın çabucak ortadan kaybolur ve mahkemeye çıkmaz. Wade Jr. kefaletle serbest bırakılır, İsviçre’ye kaçar. İki yıl sonra geri döndüğünde Shaft onu ülkeden ayrıldığı için yeniden tutuklar. Pasaportu elinden alınan Wade Jr., emniyet amirliğinde Dominikli uyuşturucu kaçakçısı Peoples Hernandez’e (Jeffrey Wright) rastlar. Katil zanlısı yeniden kefaletle serbest bırakılınca, Shaft görevinden istifa eder.

Gangster patronu cinayetten yargılanırken, "Öğretmen" olarak bilinen bir mafya haydutu, Annie Laird'e jüri arkadaşlarını suçsuz bir karara ikna etmesi gerektiğini söyler ve başarısız olursa oğlu Oliver'ı öldüreceğini ima eder. Bunu yapmayı başarır, ancak gangsterlerin onu tamamen susturmak isteyebilecekleri ortaya çıktığında, Oliver'ı yurt dışına gönderir ve kendisine karşı yapılan komploya dair kanıt toplamaya çalışarak son bir hesaplaşma başlatır.